Tarihin Sessiz Kahramanları

Tarih çoğunlukla erkeklerin kaleminden yazılmıştır. Savaş meydanlarında, iktidar mücadelelerinde, kahramanlık destanlarında hep erkek figürler ön plandadır. Ancak gölgede kalan, sessiz ama en güçlü kahramanlar kadınlardır. İşte o kahramanlardan biri değil, belki de en önemlisi: Bacıyan-ı Rum, yani Anadolu Kadınlar Birliği.

Fatma Bacı ve Sessiz Bir Devrim

13.yüzyıl Anadolu’sunda filizlenen bu teşkilatın kurucusu, Ahilik teşkilatının öncüsü Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacıdır. Onun liderliğinde şekillenen Bacıyan-ı Rum, yalnızca bir kadın dayanışması değil; dünyanın bilinen ilk kadın teşkilatı olarak tarihe geçmiştir.
Bu yapı, Anadolu kadınının üretimde, eğitimde, sağlıkta ve gerektiğinde savunmada bile nasıl öncü roller üstlendiğini tüm dünyaya göstermiştir.

Kadınların Kurduğu Toplumun Omurgası

Bacıyan-ı Rum sadece el sanatlarıyla uğraşan, dokuma yapan bir topluluk değildi. Kadınlar burada meslek sahibi oluyor, eğitim görüyor, sağlık hizmeti sunuyor, toplumsal yardımlaşmayı örgütlü biçimde yürütüyordu.
Hatta teşkilat, askeri alanda bile etkindi. Rivayetlere göre Bacıyan-ı Rum mensupları savaş zamanlarında yaralıların bakımını üstleniyor, lojistik destek sağlıyor ve kimi zaman erkeklerle omuz omuza savaş meydanına çıkıyordu. At binme, kılıç kullanma, ok atma gibi yeteneklerle gerektiğinde yurt savunmasında ön safta yer alıyorlardı.

Tarihi Tanıkların Anlattıkları

Bacıyan-ı Rum’un izleri tarih sayfalarında da yer bulur. Ünlü seyyah İbn Battuta, 14. yüzyılda Anadolu’yu gezerken Kayseri’de kadınlardan oluşan bir esnaf topluluğu gördüğünü ve bunların Bacıyan-ı Rum’a mensup olduklarını yazmıştır.
Osmanlı tarihçisi Âşıkpaşazade ise Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserinde bu teşkilatı anarak Osmanlı’nın yükselişinde kadınların katkısına dikkat çeker.
Dahası, Bacıyan-ı Rum’un Ahiyan-ı Rum (Ahiler), Abdalan-ı Rum (Dervişler) ve Gaziyan-ı Rum (Savaşçılar) ile birlikte anılması, onun toplum içindeki kurumsal yerini göstermektedir.

Unutulan Bir Değer

Ne yazık ki bu önemli teşkilat günümüzde yeterince bilinmiyor. Oysa Bacıyan-ı Rum, kadınların yüzyıllar önce üretimin, eğitimin ve savunmanın asli unsurları olduğunu ispatlamıştır. Bugün hâlâ kadın haklarını konuşurken, medeniyetimizin bu kadim mirası çoğu kez göz ardı edilmektedir.

Anadolu’da Filizlenen Dayanışmanın Gücü

Bugün kadın dayanışmasından, kadının güçlenmesinden söz ettiğimiz her yerde Bacıyan-ı Rum’un adı anılmalıdır. Çünkü bu teşkilat bize, “kadın-erkek ayrımı olmadan düşman kapıya dayandığında her Türk’ün asker doğduğunu” hatırlatır.
Fatma Bacı ve onun yolunda yürüyen Anadolu’nun güçlü kadınları, tarihin derinliklerinden bugüne bir ses bırakıyor:
“Biz vardık, biz ürettik, biz savaştık ve biz bu toprakların asli sahipleriyiz.”

Aziz ruhları şad olsun…