Hindistan ile Pakistan arasında gerilim tırmandı.
22 Nisan’da turistleri hedef alan terör saldırısıyla birlikte iki ülke nükleer savaşın eşiğine geldi. Hava savunma sistemleri yüksek alarm seviyesinde. Olası savaşın barındırdığı riskleri Ecem Toplar mercek altına aldı.

Evveliyatı yaklaşık 70 yıl öncesine dayanan Hindistan-Pakistan geriliminde adeta yeni bir perde açıldı.

22 Nisan 2025’te Keşmir’de meydana gelen ve turistleri hedef alan saldırıyı Pakistan merkezli bir örgütün üstlenmesinin ardından Pakistan-Hindistan arasında tansiyon yeniden yükseldi.

Ucu savaşa varabilecek nitelikte çatışmalar baş göstermeye başladı.
İki nükleer güç, bir kez daha karşı karşıya geldi.

Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

Saldırıyı düzenleyenlerin "Pakistan'dan geldiği" suçlamasında bulunan Hindistan, "İndus Suları Anlaşması"nı askıya aldı.

Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istedi ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerini askıya aldığını duyurdu.

Son olarak, Hindistan Chenab Nehri üzerindeki Baglihar Barajı'ndan Pakistan’a su akışını durdurdu.

Pakistan, suçlamaları reddetti.
Ancak misilleme olarak Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirdi.

“İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etti.

Hindistan ile her türlü ticareti askıya aldı ve hava sahasını kapattı.

İki önemli gücün olası savaşının sadece bölgeye değil, küresel düzeydeki etkileri de büyük olacak.

Konvansiyonel bir savaşta sahip olduğu silah ve hava sistemleri göz önünde bulundurulduğunda Hindistan güçlü görünse de, Pakistan’ın ilk aşamada nükleer kartını kullanması bir felakete sebep olabilir.

Keşmir sorunu, Hindistan ve Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı 1947 yılında doğdu.
O günden bu yana iki ülkenin en kritik ihtilaf konusu olmayı sürdürüyor.

Bölünme sırasında çoğunluğu Müslüman olan Keşmir Prensliği’nin hangi ülkeye katılacağı belirsiz kalmış ve Pakistan yanlısı güçlerin Ekim 1947’de bölgeye girmesiyle ilk savaş patlak vermişti.

İki ülke arasındaki gerilim hiçbir zaman tamamen yatışmadı, ancak zaman zaman donduruldu.