Bu topraklar kolay vatan olmadı. Her karışında bir yiğidin kanı, her taşında bir kahramanın hikâyesi gizli. Ama ne yazık ki bazı kahramanların adı, zamanla unutturulmak istenir. Tıpkı 1915 Çanakkale Savaşı’nın ateş çemberinde destan yazan Kırşehirli Mehmet Çavuş gibi…

Onun adı tarih kitaplarında koca puntolarla geçmez belki. Oysa o, Türk milletinin bağımsızlık tutkusunun ete kemiğe bürünmüş halidir. Conkbayırı’nın hemen gerisindeki Cesarettepe’de gösterdiği kahramanlık, sadece savaş meydanına değil, milletimizin vicdanına da kazınmıştır.

Yaralandı… Kan kaybetti… Ama geri çekilmedi!

Tedavi bile yarım kaldı çünkü onun için şifa cephedeydi, vatan toprağındaydı. Bugün nutuk çeken nice kalem erbabı, onun bir dakikalık cesaretinin gölgesine bile sığınamaz.

Ancak sormak lazım:

Neden bu kahramanların adı okul kitaplarında yok?

Neden çocuklarımız, kahramanlarını çizgi filmlerden değil, Mehmet Çavuş’lardan öğrenmiyor?

Çünkü tarihimizi unutturmak isteyen iç ve dış mihraklar, bizim bu topraklara nasıl sahip çıktığımızı hafızalardan silmek istiyor!

Ama unutanlar olsa da biz unutmayacağız!

Kırşehir halkı, bu kahramana sahip çıktı. Adını bir parka verdi. Belki geç oldu ama doğru oldu. Şimdi sıra Türkiye'nin dört bir yanında Mehmet Çavuş’un, Ahmet Onbaşı’nın, Hasan Efendi’nin hikâyelerini yeniden diriltmekte.

Çünkü unutursak, sadece bir ismi değil, bir milleti unutmuş oluruz.

Ey genç kardeşim! Sen bu satırları okurken, bir yerlerde hâlâ vatan nöbeti tutanlar var. Bugün gölgede kalan kahramanlara sahip çık ki, yarın senin gölgene sığınsın bu milletin onuru!

Ve unutma:

Mehmet Çavuş’lar ölmez…

Onlar, toprağın hafızasında değil, milletin yüreğinde yaşar.

Ruhu şad, hatırası kutlu olsun…