Türkiye, 15 Temmuz 2016 gecesi demokrasiye, bağımsızlığa ve milletin iradesine yöneltilmiş en kanlı saldırılardan birine maruz kaldı. Türk halkı ise tarih boyunca olduğu gibi o gece de bir kez daha hainlere geçit vermedi.
15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkgün Gazetesi Başyazarı Yıldıray Çiçek, “15 Temmuz’un Acısını ve İhanetini Anlamak” başlıklı yazısıyla, o gece yaşananları ve arkasındaki karanlık yapıları çarpıcı ifadelerle anlattı.
“Bu tarih, Türk tarihi açısından kara bir leke olarak anılacaktır,” diyen Çiçek, Türk ordusunun içine sızan hain yapılanmaya dikkat çekti:
“Bu lekenin en çarpıcı yönü, Türk Ordusu içinde bu kadar çok hainin bugüne kadar kendilerini gizleyebilmesi ve hücresel yapılanmalar aracılığıyla faaliyet göstermesidir.”
Çiçek, darbe girişiminin ardından ortaya çıkan tabloyu ise şu ifadelerle özetledi:
“Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yan yana dizilen darbeci üst düzey komutanların rütbeleri ve görev alanları görüldüğünde milletçe hepimiz aynı şeyi düşündük: 'Eyvah!' Meğer canımızı emanet ettiklerimiz, milletin silahını yine millete doğrultmuş. 250 kahraman şehit verdik, 2 bin 193 gazimiz var. Ne acı değil mi?”
Yazısında milletin iradesine özel bir vurgu yapan Çiçek, Türk milletinin 15 Temmuz gecesi yazdığı destanı şöyle anlattı:
“Türk milleti, canıyla ve kanıyla adeta destan yazdı. Türkiye’yi emperyalizmin kurbanı yapmak isteyenleri ezip geçti. FETÖ, asla küçümsenmemesi gereken bir yapılanmadır. Bu yüzden devletin tüm yapılarındaki izleri, gölgeleri dahi titizlikle temizlenmelidir. Çünkü onlara acıyan, sonra acınacak hale düşebilir.”
Yıldıray Çiçek’in kaleme aldığı bu yazı, sadece bir hatırlatma değil; aynı zamanda hafızalardan silinmemesi gereken bir uyarı, sorumluluk çağrısı ve direniş hafızası niteliği taşıyor.