Türkiye ekonomisi 2025 yılının ilk çeyreğine ait büyüme ve Nisan ayı işsizlik verileri kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklanan bu rakamlar, bir yandan karşılaştığımız zorlukları ortaya koyarken, diğer yandan Türkiye’nin orta vadeli ekonomi programına olan bağlılığını ve üretim odaklı bir dönüşümün sinyallerini veriyor.
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2’lik bir büyüme kaydetti. Bu oran, özellikle dünya ekonomisinin durgunluk ve jeopolitik risklerle sarsıldığı bir dönemde Türkiye’nin dirençli yapısını ve ekonomik yönetimin sağduyulu politikalarının karşılık bulduğunu gösteriyor.
Fakat büyüme tek başına anlamlı değildir; sektörel dağılımı ve istihdam üzerindeki etkisiyle birlikte okunmalıdır.
Sektörler Ne Diyor?
Büyüme verilerine sektörel açıdan baktığımızda inşaat sektörü yüzde 7,3 gibi dikkat çekici bir oranda büyüyerek ön plana çıkıyor. Kentsel dönüşüm, kamu yatırımları ve deprem bölgesinde süren yapılandırma çalışmaları bu artışta belirleyici oldu. İnşaat aynı zamanda yüksek istihdam kapasitesiyle kısa vadede iş gücü piyasası için önemli bir nefes alma alanı oluşturuyor.
Bilgi ve iletişim sektörü yüzde 6,1 büyüdü. Bu alan Türkiye’nin dijitalleşme hamlelerinin, yerli yazılım ve siber güvenlik yatırımlarının karşılık bulduğunu gösteriyor. Özellikle genç girişimcilerin bu sektöre olan ilgisi, hem katma değer yaratıyor hem de beyin göçünün önüne geçilmesine katkı sunuyor.
Hizmet sektörü genel anlamda pozitif bir performans sergiledi. Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetlerde yüzde 4,0’lık büyüme, Türkiye’nin tasarlayan, planlayan ve yöneten bir ekonomi olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.
Diğer yandan tarım ve sanayi sektörlerinde sırasıyla %2,0 ve %1,8 oranında küçülmeler yaşandı. Bu daralmada iklim koşulları, küresel ekonomik durgunluk ve üretim maliyetlerindeki geçici artışlar etkili oldu. Ancak bu alanlarda yılın ikinci yarısında üreticiye sağlanan teşvikler ile bir toparlanma bekleniyor.
İstihdam Cephesinde Mevsimsel Etki
Nisan ayı işsizlik verilerine göre oran yüzde 8,6 olarak açıklandı. Bu rakam, geçen aya göre hafif bir artışı işaret ediyor. Ancak bu artışın mevsimsel geçişlerden kaynaklandığı ve yılın ikinci çeyreği itibarıyla özellikle inşaat, turizm ve hizmet sektörlerinde canlanmayla birlikte yeniden düşüşe geçebilir.
Burada dikkat çekilmesi gereken bir başka konu, iş gücüne katılım oranının artıyor olması. İnsanların iş arıyor olması, ekonomiye olan güvenin ve gelecek beklentilerinin hâlâ güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
Yeni Türkiye Ekonomisinin Ayak Sesleri
Türkiye’nin geldiğimiz noktada büyümesini rakamlara, aynı zamanda da niteliğe dayandırma hedefi var. Katma değeri yüksek sektörlerde artan faaliyetler, ihracat kapasitesinin yükseltilmesi ve yerli üretimin teşvik edilmesi bu yeni dönemin en önemli sac ayakları.
Ekonomi yönetiminin sergilediği kararlı duruş, para politikasındaki sıkı duruşla birlikte mali disiplinin korunması ve enflasyonla mücadelede sürdürülen istikrar politikaları, orta vadede meyvelerini daha net verecektir. Bu veriler, o dönüşüm sürecinin ilk adımlarının atıldığını ve ülke ekonomisinin yeni bir denge arayışına girdiğini gösteriyor.
Birlikte Başaracağız
Ekonomi bir sabır ve güven işidir. Açıklanan rakamlar, hem reel sektöre hem de hane halkına umut vermektedir. Elbette bazı alanlarda sıkıntılar ve geçici dalgalanmalar olacaktır. Ancak önemli olan; bu sorunları tespit etmek, çözüm odaklı politikalarla ilerlemek ve ülke olarak birlik içinde hareket etmektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık vurguladığı gibi, “Türkiye Yüzyılı” vizyonu siyasi hedef olmak ile birlikte, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığın, üretim gücünün ve toplumsal refahın ortak bir hedefidir.
Bu yolda Türkiye, adım adım ilerlemeye devam ediyor.